Kapalı Alan Hava Kirliliği Nedir

MODERN MALZEMELERİN SALINIMLARI

Son yıllarda, mobilya ve dekorasyon malzemelerinde ve inşaat malzemeleri materyallerinde radikal değişiklikler başlamıştır. Preslenmiş ahşap ve fiber bazlı malzemeler doğal ahşapın yerine almaya başlamış, duvardan duvara halılar başlamış, ev ve ofislerde artık doğal malzemeler kullanılmamaya başlanmış, yerine içlerinde bol miktarda kimyasal yapışkanların olduğu sentetik malzemeler kullanılmaya başlanmıştır. Günümüzde rahatımın ve keyfimiz için kullandığımız bir çok elektronik malzeme bir çok organik bileşiğid salgılamaktadır.

Sentetik mazlemeler havaya değişik yüzlerce organik kimyasal maddelerin salınımı yapmaktadır.

İnsanlar da özellikle iyi havalandırması olmayan kapalı mekanlarda hava kirliliğinin sebeplerinden biridir.Özellikle belli miktarda insanların uzun süre bir arada bulunduğu kapalı ortamlarda, mesela uçak yolcuğu gibi, ortaya çıkar. Uzun bir süredir Rus ve Amerikan uzay araştırmacaları, insanların havadaki karbondioksite ek olarak, 150 adet değişik salınımın atmosfere bıraktığını ispatlamıştır ki, bunlar ,içinde karbonmonoksit, azot, metan, alkol salınımları, fenol, metil inlode, aldehit, ammonyum, azot sülfitler, yağlı asit salınımları ve azot oksit bunlardan bazılarıdır.Bu normal biolojik oluşumda salıan bu maddelere biosalınım adı verilir. Araştırmalar insanlardan salınan biokimyasal malzemelerin dağılım oranlarını ve miktarlarını saptamıştır. Bu araştırmalar sonucunda, etil alkol, metil alkol ve etil asetatlar ana salınım malzemeleridir

Sonuç olarak, kapalı alanlardaki atmosfer kirliliğine neden olan 3 ana faktör vardır, izole edilmiş binalar, sentetik materyalli mobilya ve malzemeler ve insanlardan kaynaklanan biokimyasal salınım gazları. Mimarların, mühendislerin, sağlık uzmanlaraının modern binalarda kaynaklanabilecek bu olumsuzlukarın ciddiyetini fark edememesi yüzünden bu modern teknolijinin hastalığı ortaya çıkmıştır.

SAĞLIK VE KAPALI MEKANLARDAKİ HAVA KİRLİLİĞİ

1980 li yıllarda gelişmiş Avrupa ülkelerinde, Amerika ve Kanada da izole edilmiş binalarda bazı hastalık boyutunda rahatsızlıklara rastlanmaya başlamıştır. Zaman içinde kapalı mekanlarda ortaya çıkan rahatsızlıklar ortaya çıkmış ve bu hastalığa hasta bina sendromu ismi verilmiş ve literatüre bu isimle girmiştir. Bu tanım ev ve ofislerde insanlar üzerinde ortaya çıkabilen değişik hastalıkları kapsayan genel bir terimdir. Genel olarak bu hastalıkların ortaya çıkması için hiçbir sebep bulunamazken, insanların bulundukları kapalı ortamları terk ettiklerinde rahatsızlıkların ortadan kalktığı ve zaman içinde kaybolduğu saptanmıştır. Bu hastalıkların en bilinenleri

Alerjiler

Astım

Göz, burun ve boğaz rahatsızlıkları

Bağağrısı

Sinir sistemi bozuklukları

Nefes alma bozuklukları

Sinıus konjektivesi olarak sıralabilinir.

Bina kaynaklı rahatsızlıklar deyimi, sebebi belirlenebilen hastalıklar için kullanılır. Asbest solumundan kaynaklanana akciğer kanseri ve havalandırma sistemlerinde yer alan bakteriden kaynaklanan Lejyoner hastalığı bunlara örnektir.

1984 yılında WHO , Dünya Sağlık Teşkilatı, yaptığı açıklamada, yeni yapılan veya renöve edilen binaların en az % 30 ununda hava kirliliği olduğunıu saptamıştır. Yine Ağustos 1989 da yapılan bir araştırmaya göre, enerji tasarruflu binaların havalarında , normal ölçülerin 100 misli hava kirliliğine rastlayan binalara rastlanmıştır.Tüm bu araştırmalarada sonuç olarak, bu saptanan sıkıntının, iç mekan kullanıcıları üzerinde ciddi boyutlarda akut ve kronik rahatsızlıklara yol açabileceği açıklanmıştır. Kapalı mekanlardaki hava kirliliği, atmosferik kirlilikten çok ciddi bir sorundur, çünkü yoğunluk çok daha fazladır.

Amerikan Farmakoloji Birliği’nin yayınlarında, her 5 Amerikan vatandaşından birinin hayatının bir döneminde alerjik reaksiyon sıkıntısı yaşadığını, kapalı mekan atmosferinde yer alan alerjenlerin de bir çok vakada sebep olduğunu ispatlamıştır. Bu raporda alerjinin tanımı ,’ Bir alerjenle karşılaşan insan vücudunun, immunoglobin gibi vücut immun sistemi bileşenlerinden çok fazla miktarda üreterek, immum sisteminin aşırı hassas hale gelmesidir’ şeklinde açıklanmıştır. Bugün populasyonun % 20 si klinik alerji ve % 10 uda daha ciddi alerjik hastalıklara sahiptir.

Dr.T.G.Randolph, klinik ekoloji adı verilen tıpsal disiplini yaratan kişi olarak oldukça ünlü bir doktordur. Bir çok klinik ekolojist 1950 li yıllarda, çevresel toksinlerinde enfeksiyonel mikroorganizmalar kadar zararlı olabileceği tezi ile, meslektaşlarından ayrılmıştır. MCS ve SBS hastalarında yapılan araştırmalar sonucunda bu tezin doğruluğu açık bir şekilde ortaya çıkmıştır.

YÜKSEK RİSKLİ GRUPLAR

Alerjenler ve kirleticilerin insanlar üzerindeki etkileri değişik olabilir. Reaksiyonlar saptanamıyacağı gibi, hapşırma, astım, nefes alma zorlukları ve hatta kanser şeklinde olabilir. Mobilya ve halı dükkanlarına giren bir çok insan keskin formadhyle ve diğer kimyasalların kokularını alabilir, sonuç olarak gözlerde yanma, boğaz acıması ve nefes alma zorluğu görülebilinir. Özellikle kontak lens kullananlarda göz batması ve acımasına rastlanır.

Kapalı mekan hava kirliliği, özellikle ani bebek ölümlerinde de ana etken olabilir. 2 haftalık ve 12 ay arasında sebepi bilinmeyen ölümlerdir, ve yoğunluk 2 ay ile 4 ay arasında ortaya çıkar. Konu hakkında bir çok neden olabileceği değişik doktorlar tarafından öne sürülmektedir. Havanın soğuk olduğu yani hava kirliliğinin en üst olduğu  aylarda ölümlerde artış saptanmıştır. Bir başka olasılık da bebeklerin daha ana rahminde, doğmadan önce kimyasallara karşı hassasiyet sağlamış olmasıdır. Fetusler ana karnında, annesi ile beraber aynı kirleticilere maruz kalırken, daha kırılgan bir yapıya sahip olduklarından tepkileri daha fazla olacaktır. Ani ölümlerde bir başka sebep te sigara dumanıdır.

Yeni doğanlar hastaneden çıktıktan sonra, yeni döşenmiş halılar, yeni alınmış bebek mobilyaları ile dolu odalara getirilir, bir başka deyimle kimyasal salınımların en yoğun olduğu ortamlara sokulur. Günümüzdeki araştırma yoğunluğu ve hızı ile bu ani ölümlerin sebepinin yakın zamanda bulunacağı aşikardır. Yapılması gereken şey, bebekleri sentetik malzemelerle bir araya getirmeden önce malzemelerin bol bol yıkanması ve havalandırılmasıdır.

Bugün ani bebek ölümlerinden kaynaklalan yüzlerce tazminat davası dünya mahkemelerini meşgul etmektedir. Yeni döşenmiş halılardan bir çok kirletici kimyasalın salımı olurken, eski ve kullanılmış halılarda ise toz, mantar ve ev maylarının yuvası haline gelmiştir. Haılıar kullanıldıkça eskimeye ve aşınmaya başlar. Halılar özellikle süpürüldükçe içlerinde hava boşlukları meydana gelir, buralara mikrop taşıyıcı tozlar dolar. Bir çok halı kimyasal yapıştırıcıların kullanılarak bir araya getirildiği sentetik ipliklerden yapılır. Araştırmalar sonucunda en zararlı maddenin, styrene butadine lastiği adı verilen bir lateks malzemesinin olduğunu göstermektedir.

Her ne kadar Yeşil Bina konsepti, yöneticiler ve insanlar tarafından sıcak karşılansa da, bitkisel kullanım daha bu tasarımda yerini almıyor. Bina tasarımlarında artık kullanılacak sentetik malzemelerin salınım gazları binalara sokulmadan alınmaya çalışılıyor. Artık yöneticiler kirleticiler konusunda daha hassas ve araştırmacı. Mimarlar ve mühendisler artık daha az salınımlı halılar ve mobilyalar kullanırken, bina içinde hava dolaşımının en sağlıklı şekilde olmasını sağlayacak tasarımlar üretiyorlar. Ev sahipleride evdeki mekanik sistemlerin bakımlarını daha düzenli yapıyorlar. Aynı şekilde evlerine aldıkları eşya ve malzemelerin de salınım gazlarını önceden temizlemeleri gerekiyor. Bundan sonraki adım ise, binalara havayı temizleyecek bitkilerin yerleştirilmesi gerekiyor.

FORMALHYDE NEDİR

H2Co olarak da bilinen, kimyasal bir bileşiktir.Bir karbon içeren, aldehit karbon grubundandır. İlk olarak rus bilimadamı Alexandt Butrelov tarafından tanımlanmışsa da, asıl çalışmalar August Wilhelm von Hofman tarafından yapılmıştır. H2Co formunun yanısıra aynı zamanda dönüşsel trimer trixane veya polimer paraformaldehyde formunda da bulunabilinir. Su da hidrat olarak (H2C(OH)2 )

Formunda bulunur, suda bulunan formasyonlarına formalin adı verilir.

Madde methan oksidasyonunda diğer karbon bileşenleri gibi orta bağda yer alır, orman yangınlarında, otomobil eksozlarında ve tütün dumanında bulunur. Atmosferde metan ve hidrokarbonların içinde oksijen ve güneş ışığı ile ortaya çıkar ve sis oluşumun içinde yer alır. İnsanlar dahil tüm canlı organizmaların metobolizmaları tarafından az miktarlarda üretilir.

Madde endüstrüyel alanlarda metahanolun kalatiktik oksidasyonunda üretilir. En bilinen katalizörleri gümüş, demir oksit ve vanadiumdur.

Madde inşaat malzemesi sektöründe ve ev eşya üretiminde en sık kullanılan malzemelerden bir tanesidir. Kendi başına kullanıldığı gibi, diğer maddelerde de karıştırılarak da kullanılabilinir. Değişik miktarlarda ve yoğunluklarda hem iç mekanlarda hem de dış mekanlarda bulunabilinir.

Evlerde , inşaat malzemelerinden, ev eşya ve tekstillerinden , sigara dumanından , gazlı fırınlardan ve ısıtma sistemlerinden salgılanılır. Tekstilde, duvar kağıtlarında,boylarda, yer kaplamalarında ve yapıştırıcılarda fazla miktarda kullanılır.

Evlerde en fazla preslenmiş ahşap malzemelerde yer alan yapıştırıcıların içinde bulunan üre formalhalid ( UF ) lerde bulunur.Bu malzemeler duvarlarda, ahşap mobilyalarda, mutfak tezgahlarında, ahşap blok ve panellerin yapımında kullanılır

Renksiz ve yakıcı bir kokusu olan maddenin gaz formu, gözlerde sulanma ve yaşlanma, burun ve boğaz bölgesinde yanma, teneffüs zorlukları gibi rahatsızlıklara neden olur. İnsan üzerindeki etkisinin yoğunluğu bireylere göre değişmektedir. Yüksek miktarlar astım krizlerini tetikleyebilir. İleri seviyelerde insanlar ve hayvanlar üzerinde kanserojen etkisi olduğu saptanmıştır. Alerik reaksiyonlara neden olduğu bilinmektedir.

XYLENE NEDİR

3 benzin türevinin bir araya gelmesinden oluşan, matbaa, plastik ve deri sektöründe çokça kullanılan bir solventtir.Aynı zamanda boya ve tiner yapımında, sanayii makinaların temizliğinde, uçak yakıtlarında ise katkı maddesi olarak kullanılır.

Beyin üzerinde zararlı etkileri vardır. Başağrılarına, kas koordinasyon zayıflığına, yorgunluğa ve denge merkezi üzerinde olumsuz etkileri vardır. Yüksek miktarlara maruz kalınması durumunda, göz, burun, boğaz ve deride yanmalara, nefes almada güçlük, algıda gecikme, mide, böbrek ve karaciğer rahatsızlıklarına neden olacaktır.Çok yüksek miktarlarda bayılma ve hatta ölümlere sebepiyet verebilir.

Hayvanlar üzerinde yapılan deneylerde ölümlere, doğum ve gelişim bozukluklarına neden olduğu görülmüştür.Hamileliklerde anneye zararı olmaktadır

Benzene

C6H6  ile formüle edilen, aynı zamanda kargınoken diye de bilinen bir organik kimyasal bileşendir. Benzene renksiz, son derece yanıcı ve yüksek bir erime noktası olan kimyasaldır. İlaç, plastik ve sentetik sektörünün en önemli hammaddelerinden bir tanesidir.

Çok büyük sağlık sorunlarının kaynağı olabilir.Dış mekanlarda araba eksozları, sigara dumanı, endüstriyel tesisler, iç mekanlarda ise yapıştırıcılar, boyalar, cilalar deterjanlardan kaynaklanır.

Yüksek miktar ölüme bile sebepiyet verirken, daha düşük konstrasyonlar ise dalgınlık, yorgunluk, kalp ritim bozukluğu,bağağrısı,titreme ve unutkanlığa neden olur.

En büyük etkisi ise kan üzerinde olan kronik etkisidir. Uzun süre maruz kalındığında, kan hücre sayısını azaltarak anemiye neden olur, Aynı zamanda dayanıklılık sistemini strese sokarak, bağışıklık sistemini zayıflatır . Lösemi ve diğer kan kanserlerinin tetikleyicisi olabilir.

Benzenden kaynaklanan ilk kanser vakaları 1920de görülmüş olup, hayvanlar ve insanlar üzerinde kanserojen etkisi olduğu saptanmıştır. Benzen böbrek, karaciğer, akciğer ve kalp üzerinde de yıkıcı etki gösterir. Kadınlar üzerinde adet gecikmeleri, yumurta sayısının azalması ve hamilelik sırasında fetusta gelişim bozuklularına neden olabilir.

Hayvanlar üzerinde yapılan araştımalarda ise kemik hastalıklarına neden olduğu saptanmıştır

Trichloroethylene

Klorlanmış karbon bileşiği olan trikorotilin bir endüstrüyel solventtir.Tatlı kokulu renksiz bir sıvıdır. Piyasada çok değişik adlar altında bulmak mümkündür.

Teneffüs edildiğinde tüm bayıltıcı gazlar gibi, merkezi sinir sistemini etkiler.Belirtileri alkol zehirlenmesine benzer,başağrısı ve yorgunlukla başlar daha sonra bilinç kaybı ve şuursuzluğa kadar gider. Eğer gerekli müdahele yapılmazda ölüme sebepiyet verebilir. Yüksek miktarlarda kardiolojik problemelere neden olacağından, özellikle gaz formunda bulunduğu alanlarda dikkat edilmelidir.

Genellikle bu gazın olduğu iş ve yaşama ortamlarında zararlıdır. Karaciğer ve böbrekler üzerinde toksik etkisivardır. Bu gibi ortamlarda çalışan kişiler maske, eldiven ve diğer koruma malzemlerini mutlaka kullanmalı ve iyi bir havalandırma sistemi kurulmalıdır.

Khloroform

CHCl2  ile formülaze edilen,aynı zamanda metiltriklorid adı verilen bir bileşiktir. Havayla birleştiğnde yanmaz ise de diğer yanıcı bileşiklerle tepkimeye girdiğinde yanıcı olur. Trihalometan grubundandır. Ayırıcı ve solvent olarak kullanılır ve ciddibir çevre kirleticidir.

Buzdolaplarının soğutma sistemlerinde kullanılır ama Montreal Protokolünden sonra ozon üzerinde yakıcı etkisinden dolayı kullanımı azalmıştır.Malarya tedavsinde sivrisineklerin imhası için kullanılır ve fim sektöründen son derece iyi bildiğimiz bayıltıcı özelliği vardır.

Solvent özelliğinden dolayı farmakoloji de kullanım alanı vardır.

Tüm bayıltıcı gazlar gibi merkezi sinir sistemi üzerinde yıkıcı etkisi vardır. İnsan üzerindeki zararları yıllar önce ispatlanmıştır. Yorgunluk, bayılma ve başağrısına neden olur. Uzun zamanlar maruz kalındığında ciğer ve böbrekler üzerinde etkisi vardır.

Yapılan deneyler sounucunda, sakat doğumlar, düşükler ve sperm kalitesinde azalmaya sebep olduğu tespit edilmiştir.

1976 yılından itibaren diş macunlarında, öksürük şuruplarında ve kozmetik sektöründe kullanılması yasaklanmıştır.

Amonyak

NH3 olarak da bilinen kimyasal bileşiktir. Daha çok yakıcı bir gaz olarak bilinir. Günümüzde gübre sektörü ve kozmetik sektöründe çok kullanılan bir malzemedir.Yoğun kullanımına rağmen son derece zararlıdır.

Yüksek miktarlarda kullanımı akciğer hastalıklarına neden olur. Yüksek dozajlarda ölüme sebepiyet verdiği bilinmektedir.

GELECEĞE BAKIŞ

Belki de olaya gerçekçi bakmanın tam zamanı. Hepimiz teknolojik sihirbazlığın ürünleri ile yaşamaktan son derece memnunuz. Ama aynı  zamanda sağlığımızı da korumak zorundayız. Hepimize güneşin zararlı ultraviole ışınları hakkında bilgi verildi. Aynı şekilde hava kirleticilerin varlığını bilmeli ve kendimizi korumalıyız.

Bu gün bir çok uzman kapalı mekan hava kirliliğinin çok ciddi bir sorun olduğu konusunda hem fikir. Ama ne yazik ki kesin bir çözüm önerisi yok. Gittikçe artan havalandırma sistemleri çözüm olmaktan şimdilik uzak. Devamlı bir hava temizliği hem maddi bakımından imkansız,hem de çevre kirletilmesi bakımında sıkıntılı

By | 2018-02-28T08:31:04+00:00 Aralık 19th, 2017|Categories: BİTKİLER|Kapalı Alan Hava Kirliliği Nedir için yorumlar kapalı

About the Author: